Uzm. Dr. Ord. Prof. LORE TULUBARAK
Eylemsiz gelecek var mı?
Pandemi süreciyle birlikte yaşanan en önemli olgu; turizmde yapılabileceklerin sınırının ortaya çıkmış olması.
Yani “Eylemsiz gelecek yoktur” önermesi, sonraki yıllarda yaşanacak her “başarısızlığın” ardından anımsanacaktır.
Bugün, dünya turizminin “sözde” liderleri, 4 korkudan ve bunlarla nasıl yüzleşileceğinden sıkça bahseder hale geldi.
Evet, en eski çağlardan bu yana korku; hayatta kalmamızı sağlayan temel duygu halidir.
Ancak “nedeni ve dozu” çok önemlidir.
Bular iyi bilinirse, “başa çıkmayı öğrenmek” çok faydalıdır.
2016 krizini gördük mü?
Uzman doktorlar; korkunun büyük oranda, “asla gerçekleşmez” dediğimiz durumlardan kaynaklandığını söylerler.
Şahsen hatırlıyorum; 2016 öncesinde, turizmde artık bir sınıra gelindiğini ve bunu görmez ve eylemsiz kalırsak, turizm “ucuza insan kargoculuğuna” döneceğini söylediğimde, bir çok uzman “hadi canım!” vb şeyler demişti.
2015 ve 2016’dan bu yana yaşananları, sektörel boyutta analiz eden, tek bir kurumsal ürün verilmedi.
Yani; korkuyla yüzleşmedik. Yalnız biz değil, rakipler de pek yapmadı.
Ama son 2 yıldır rakiplere çok sık tartışılır oldu.
Bizim tek kazancımız 2023 Strateji belgesi oldu.
Peki, 2020 krizini gördük mü?
İnternet ve online rüzgarı, abartılan dijitalleşme, makineleşme, belirsizlikler, salgınlar, değişen istekler ve gelecek endişesi, vb…
Korkularımızı 2020’de tepeye taşıdı.
Peki ne yaşadık?
Sandık ki, 2020’de turizm olmadı!
Yalnız; pazara, paraya, fiziki yapılanmaya, 1500 yataklı bir otelde kişiye özel hizmetleri vaad etmeye, vb konulara bakan zihinlerden öteye geçebildik mi?
Peki yapan var mı?
Evet, sıkıntı budur.
Çünkü, bir fabrikanın amacı; “ne pahasına olursa olsun”, daha kuruluşunda “üretim” yapmaktır.
Bunun da nasıl yapılacağı bellidir.
Şimdilerde İspanya gibi rakipler, son 2 yılda sayısı 20’yi aşan büyük sektörel analizler yaptı. Eylemdeler ve para kazanamadıkları bu oyunu değiştirmek istiyorlar.
Devletimiz, 2016’dan beri 20 başlıktan fazla sektöre bir takım destekler sundu.
Biz bu desteklerin, işe yarayıp yaramadığını bile analiz etmedik.
İşletmelerde ROI diye bir kavram, yanında verimlilik ve reel büyüme gibi yardımcı analiz unsurları vardır.
“Belirsizlik”, korkunun gıdasıdır. Belirsizlik yada “kaos” için bir planınız olmalıdır.
Bu da senaryolarla yapılır: Burada en iyi ve en kötü senaryoyu tanımlarız ve arada bir ne olabileceğini bakar, yenileriz. Ve oradan bir planlamaya geçeriz.
Yarını aramak?
Geleceğin korkularına karşı anahtar; “bugün atacağımız ve bizi aradığımız yarına götürecek adımları” düşünmektir.
Çünkü eylemsiz gelecek yoktur, tıpkı korkusuz cesaretin olmadığı gibi…
Yarını, arıyor muyuz?
Yakında, başından beri büyük zahmetlerle yapılan; “Turizmin Geleceği, Geleceğin Turizmi” konulu Uluslararası Resort Turizm Kongresi’nin bir yenisini daha gerçekleştireceğiz.
Bu kez “arayalım” dileklerimle…