Pandemi, savaşlar, deprem vb yaşanırken, Türkiye turizminin dünya 3’üncüsü olması gerçekten “mucizedir”. Ama sormak gerekir: Herkes uyurken Türkiye nasıl oldu da rekorlar kırdı, mucizenin adı ne?
Turizmi 12 aya ve Anadolu’ya yaymak, ürün zenginleştirmek, daha gelirli pazarlara yönelmek gibi onlarca hedefin hayali için çalışmalar yaparken, pandemi, savaşlar, depremler araya girdi ama buna rağmen Türkiye turizminin dünya 3’üncüsü olması “gerçekten” mucizedir.
Peki, bunlar kendiliğinden mi oldu?
“Elbette hayır.”
Sektör ve Bakanlığımız el birliği ile başardı. Yakında 2030 gibi, İspanya ve Fransa’yı da geçtikten sonra gerimizde kalanlar bizi “kıskanarak” izleyecek.
Revizyon ve vizyon
Turist sayısı revizyonu ardından özellikle, gelir revizyonu da yaparak yükselen turizm kazancımızı daha net görürken, gecelik harcamalarda İspanya’yı da geride bırakınca, sırada İtalya ve Fransa var.
Tabii, Turizm Geliştirme Ajansımızın çalışmalarını da unutmayalım. TTGA olmasaydı “eksiklik” olurdu. Gelecek 10 yılda veriler TTGA’nın varlığını bilimsel olarak da ölçecektir.
Bazı değerlerimiz hala “tahmini” olsa da kesinlik kazananlar gösteriyor ki Türkiye’nin KTB’si, Bakanı ve sektörü “rakipsizdir”.
Mesela 2023’te Mısır da patlamadan bahsederken, ancak 15 milyonları, Yunanistan ise 30 milyonları konuşmaktadır.
İspanya 100 milyar Avro gelir ve 80 milyon turisti aşmış olsa da Türkiye’den “korkmaktadır”.
Franda ve İtalya gecelik kazançta 120-130 Avro bandında olsa da Türrkiye 100 Avro’ya dayanan seviye ile onların da “ensesindedir”.
Peki mucizenin gerçek adı ne?
Öyle anlaşılıyor ki, turizmde Bakan Ersoy’la yaşanan girişimler, biz fark etmeden bir mucizeye evrilmiştir: Başarı üstüne başarı.
Bir de Pandemi, savaşlar, depremler gibi olayların “hiç yaşanmadığını” düşünün, ne olurdu?
Verilerle bilimsel olarak, 10 yıl sonra göreceğiz ki mucizenin adı “Şu Çılgın Türkler” olacaktır.
Eksiklerimiz (Genelde “bizden” kaynaklanmayan) tabii ki var. Ama onlar “Geçmişte” de vardı. Bugün, dünden “farklı” yaptığımız başarabilir olduğumuzun farkına varmamızdır.
Not: “..”lar öneme esasen konmuştur.